Erken yaşlarda yeterli girdiye-bilgiye maruz kalan çocuğun
beyni, kazandığı momentum ile öğrenmeye açık bir hale gelecektir. Öğrenmeyi
öğrenen bir beyin için fazla çabalamaya gerek yoktur. Önemli olan beynin normal
işlevselliğine getirilerek, kendi kendine öğrenmeyi öğrenmesinin zeminini
hazırlamaktır. O beyin gördüğünü ve duyduğunu işler, birleştirir, üretir
sonuçlandırır. Fakat beyin gelişim sürecinde girdiden eksik kalırsa, yetersiz
bilgi olursa, hatlar arasındaki bağlamı kuramaz ise, sağ ve sol beyin bir
dengede çalışmaz ise öğrenmede problem yaşar ve sadece survivor seviyesindeki
işlemleri yürütür. Bu problemler, gelişimdeki gerilik ile veya ek problemler
ile (otizm,down vb) de seyredebilir. Her çocukta beynin geliştirilmesine
odaklanılması görünmeyen birçok fayda sağlayacaktır. Öğrenmeyi öğrenen bir
beyin istiyorsak erken yaşlarda beynin özellikle işitsel ve görsel olarak
uyarılması gelişim sürecine katbekat etki etmektedir. Bu sayede beyine
kazandırılan momentum ile gelişim pozitif yönde gitmeye devam eder.
Sağlanan yüksek girdi ile ne kadar çok sözcüğe sahipsek,
üretebildiğimiz beceri de bu oranda artar. Matematik zekası dahi gelişir. Edinilen
sözcükler beyin gelişimine büyük oranda etki eder. Bu durum her yaş için geçerlidir. Sözcük
sayısının fazlalığı beyine çözebileceği daha fazla görev anlamına gelmektedir.
Bu durum da beynin işlevselliğini, hızını artırmaya yardımcı olur. Beynin
alanları arasındaki bağlantıları geliştirir. Yeni nöral bağlantılar oluşturmayı
sağlar. Kısaca her yeni bilgi beynin her yönden kapasitesini artırır. Beynin sürekli
yazılımını güncellemesini sağlar ve ileri yaşlarda karşılaşılabilecek birçok
sorunun önü alınır.