BEYİN GELİŞİMİ

Yeni doğmuş bir bebek saf ve işlenmeye hazır bir beyin ile doğar.  Hard diski boş bir bilgisayardır. Sınırsız veri alanına sahip, sürekli genişleyen bir network kuran bir bilgisayar gibidir. Henüz yabancısı olduğu ortama şaşkınlıkla bakar. Anlamaya çalışır. Çok meraklıdır. Geldiği yeni ortamı tanımaya ve öğrenmeye çalışır. Hatta öyle ki çocuklar bu halde iken buluş yapan bilim adamı olarak nitelendirilmektedirler. Bir puzzle gibi her nesneyi ilişkilendirerek çözmeye çalışır. Çözdükçe yeni bir bilgi edinmiş olur. Her yeni bilgi bebeği heyecanlandırır ve merak duygusunu tetikler. Her yeni bilgi bunu kullanabileceği yeni alanlar açar. Dünyadaki ihtiyaçlarının karşılanması için yeni gereksinimler oluşur ve edinilen bilgiler ile dünyaya adapte olmaya çalışır. Sürekli yeni buluşlar yapma ve böylelikle dünyayı tanıma aşamasındadırlar. Sıcağı, soğuğu, acıyı, tatlıyı vb. birçok şeyi deneyimlemektedirler. Böylelikle yavaş yavaş duyuları gelişmeye başlar. Geliştikçe ihtiyaçları artar. Öğrendikçe merakı artar. Beyin bu dönemde müthiş bir devinim halindedir. Ne kadar girdi olursa o girdileri işlemek için o kadar yeni nöral ağlar oluşur. Bireyin yaşı kaç olursa olsun yeni öğrenimler, girdiler, düşünce ve duygular yeni nöral ağ bağlantıları oluşturmaktadır. Bu durum erken yaşlarda (doğum ile birlikte) en güçlü ve hızlı bir durumdadır.